ŞİZOFRENİ

Şizofreni nedir?

Şizofreni; düşünce, davranış ve konuşmada bazı bozukluklarla seyreden, işlevselliğin önemli ölçüde bozulduğu, kronik bir ruhsal hastalıktır.

 

Şizofreni belirtileri nelerdir?

Şizofreninin klinik belirti ve bulguları dört temel grupta toplanabilir:

Pozitif belirtiler: Varsanılar (olmayan bir uyaranı algılama, örneğin sesler duyma veya görüntüler görme), sanrılar (görünen dış gerçekliğe uymayan, uygun bir uyaran olmadan ortaya çıkan düşünceler), dezorganize konuşmalar, çağrışımlarda çözülme, enkoherans (karmakakışık, dağınık, anlaşılmayan konuşma), dezorganize davranışlar.

Negatif belirtiler: Duygulanımda kısıtlılık veya küntlük, konuşmada ve düşüncede yavaşlama (örneğin; blok), psikomotor yavaşlama, katatoni (tamamen hareketsiz kalma).

Duygudurum belirtileri: Depresif belirtiler, hayattan keyif almama, ümitsizlik, boşluk duygusu, öfori (aşırı keyiflilik), psikotik anksiyete (dağılma, yok olma korkuları), intihar düşünceleri ve girişimleri.

Bilişsel belirtiler: Dikkati toplayamama, konsantrasyon eksiklikleri, yargılama bozuklukları, zihinsel esneklikte azalma, bellekte zayıflama, problem çözme ve yaratıcılıkta azalma.

Şizofreni tanısı için bu belirtilerin en azından 6 aydır devam ediyor olması ve hastanın işlevselliğinde belirgin bozulmaya neden olması gerekmektedir.  

 

Şizofreni nedenleri nelerdir?

Şizofreni gelişiminde tek ve kesin bir etken saptanamamıştır. Günümüzde şizofreninin ortaya çıkışını açıklamaya yönelik ve en çok kabul edilen görüşler şunlardır:

Stres-diatez (yatkınlık) modeli: Bu modele göre; genetik ve biyolojik olarak şizofreni geliştirmeye yatkın bireyler, yaşamları boyunca çeşitli stres etkenleri (biyolojik veya psikolojik) ile karşılaştıkları zaman şizofreni gelişir.

Genetik: Şizofreniye neden olan tek ve belirli bir gen olmasa da, şizofren hastalardaki ailesel yüklülük, şizofreninin çok faktörlü genetik geçiş gösteren bir hastalık olduğunu düşündürmektedir. Tek yumurta ikizlerinde şizofreni konkordansı %50, çift yumurta ikizlerinde %10-15’dir. Ebeveynlerinden biri şizofren olan kişide şizofreni riski %12, iki ebeveyni de şizofren olanlarda risk %35-45’dir.

Nörodejeneratif hastalık hipotezi: Bu hipoteze göre; şizofreni hastaların beyinlerinde daha anne karnındayken nöron göçü ve nöronlar arasındaki bağlantı (sinaps) sistemleri hatalı bir şekilde oluşmakta, sağlıklı nöronlar ve bağlantılar gereksiz yere “budanırken”, hatalı bağlantılar korunmaktadır. Bu yüzden, yaşamları boyunca nöronlarda ilerleyici bir kayıp oluşmaktadır.

Nörotoksik hastalık hipotezi: Bu hipotez göre şizofrenlerin beyinlerindeki nöronlar bazı biyolojik toksinlerle zamanla yıkıma uğramaktadır. Bu biyolojik toksinler doğum komplikasyonları (örneğin hipoksi) ve/veya çeşitli enfeksiyonlar sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Biyokimyasal etkenler: Şizofreni belirtilerinin, beyindeki maddelerin işlevlerindeki düzensizlik sonucu ortaya çıktığı bilinmektedir.

Esrar kullanımı: Esrar günümüzde gençlik ve genç erişkinlik çağında en fazla tüketilen psikoaktif maddelerden biridir ve tüketen kişiler arasında “kimyasal” olmadığı için diğer maddeler kadar beyne hasar verici etkisi olmadığı yanlış kanısı mevcuttur. Oysa esrar kullanımının şizofreni gelişme riskini oldukça fazla oranda arttırdığı bilinmektedir.

Şizofreninin tedavisi nedir?

Şizofreni tedavisinde kullanılan temel ilaçlar antipsikotiklerdir. Tedavinin ne kadar süreceği önceden belirlenemez. Fakat çoğu hastada ilaç kesimi sonrası alevlenme tekrar olmakta ve zamanla ilaca yanıt kötüleşmektedir. Bu yüzden tedavinin yıllar süreceğini, hatta hastaların çoğunun yaşam boyu ilaç kullanmaları gerektiği tıbbi bir gerçektir.

Antipsikotik ilaç seçiminde daha önceden fayda gördüğünü bildiğimiz veya birinci derecede akrabasının fayda gördüğünü bildiğimiz bir ilacı kullanmak akıllıca bir seçimdir. İlacın yan etki profili de seçim açısından göz önünde bulundurulmalıdır. Akut dönemde yüksek doz kullanılır, belirtiler yatıştıktan sonra bir kaç ay daha aynı dozda devam edip tedricen azaltılabilir. O hasta için en düşük doz belirlendikten sonra sürdürüm tedavisine o dozda devam edilmelidir. Genellikle tek ilaçla tedavi etmek, eğer tedaviye dirençli bir hastaysa birden fazla antipsikotiği kombine etmek önerilir.

Bir antipsikotiğin etkili olmadığına karar vermek için 4-6 hafta etkin dozda denenmiş olması gereklidir. Fakat hastada ciddi bir yan etki oluşturmuşsa, daha önceden de kesilip yeni bir ilaca geçilebilir.

Şizofreni nasıl seyreder?

Şizofreni dönem dönem alevlenmelerin görüldüğü, sosyal ve mesleki işlevsellikte belirgin azalma ve belirgin yeti kaybı ile seyreden kronik bir hastalıktır. Hastalığın tipik belirtileri ortaya çıkmadan önce içe kapanma, sosyal geri çekilme, akademik başarıda düşme gibi birçok hastalıkla karışabilecek veya bir ruhsal hastalık tanısı gerektirmeyecek müphem belirtilerle başlarsa, sinsi başlangıçlı şizofreni denir. Bazen de hastalık doğrudan yukarıdaki belirtilerle başlayabilir, buna akut başlangıç denir.

İlk ataktan sonra genellikle hastada tedricen bir düzelme olur. Sonra genellikle hastalık tekrarlar ve hastalığın genel görüntüsü tanıdan sonra ilk 5 yıl içerisinde şekillenir.